Özellikle Sınai Mülkiyet Haklarının Devri veya Lisans Sözleşmeleri tarafların hak ve borçları bakımından önem arz etmektedir. Nitekim, marka devri her ne kadar sorunsuz bir işlem olarak görülse de, özellikle kısmi devir söz konusu olduğunda taraflar arasında uyuşmazlıklara sebebiyet vermektedir. Lisans Sözleşmeleri ise, özellikle Patent haklarında önem kazanmaktadır. Zira, patentin kullanılması ve halka bu kazanımın sunulması zorunludur. Dolayısıyla, patent hakkı sahibinin haklarını ihlal etmeyecek şekilde, bir üçüncü kişi tarafından bu hakkın kullanılması önemlidir. Bu anlamda sözleşmenin tarafların talepleri çerçevesinde, taraf menfaatleri göz önünde bulundurularak hazırlanması gerekmektedir. Devre konu sına mülkiyet hakkının da değerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu anlamda Marka ve Paten Değerleme önem kazanmaktadır
Benzer şekilde, markanın da lisans yolu ile kullandırılması en sık rastlanan uygulamalardandır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile markanın kullanılmaması da hakkın sona ermesine sebebiyet verecek şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla markanın kullanılması bir yükümlülüktür. Bu nedenle lisans verilerek markanın kullanılması da temelde marka hakkını yitirmemek için alternatif olarak değerlendirilebilecektir. Ancak, markanın üçüncü kişi vasıtasıyla kullanılması gerçek anlamda maddi menfaatleri ortaya koymaktadır. Dolayısıyla tarafların yükümlülüklerinin, markanın tescilli olduğu kapsam da göz önünde bulundurularak özel şartları ile birlikte profesyonel bir biçimde değerlendirilip hazırlanması, sonrasında doğabilecek uyuşmazlıkların önüne geçmektedir.
Aynı şekilde Franchise Sözleşmeleri de markanın değerini koruyan ve aynı hizmetin farklı bölge ve yerlerde tüketiciye ulaştırılmasını hedefleyen bir sözleşme olarak önem arz etmektedir.